12 Nisan 2020 Pazar

Çağımız ve Türkiye


Prof. Dr. Niyazi KAHVECİ

Kısa biyografisi ;
İlköğretim ve Ortaokul eğitimini Büyük Esma Sultan İlköğretim ile Fatih İmam Hatip Lisesinde tamamlamış. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun..
Haseki Eğitim Merkezi’nde ihtisas, İngiltere’de Manchester Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Sosyal Bilimler eğitimi almış ve master ile doktorasını yapmış.
Niyazi Kahveci Kur-an’ı Kerim’i Arapça’dan İngilizceye çeviren ve bugüne kadar bir çok kitabın altına imzasını atan bir İlahiyatçı ve Sosyal bilimci..

İki gün evvel bir söyleşini de izledim. Aklıma ilk gelen rahmetli Yaşar Nuri Öztürk oldu.
Tek başına konuşurdu, çünkü söylediklerinin aksini söyleyebilecek kimse yoktu. Sadece arkasından küfrederledi. Hepsi o . İşte Niyazi Kahveci o ekolden.
Aynı zamanda rahmetli siyasetçilerden Adnan Kahvecinin de kuzeni.
Söyleşinin satır başlarını yazarsam biraz daha fikir sahibi olabilirsiniz ;

Bu ülkede en çok satılan ve en çok satın alınan ama hiç kullanılmayan tek şey dindir.
Bunu satın alan halk problemlidir, halkın zihinsel yapısı problemlidir.
Bu problemlerin faturasını ödüyoruz.
Bu kafa bir adamı büyütüyor sonrada gidip kendini ona öldürtüyor.
Bu kafa hastalıklı bir kafadır, bu kafa anakronik bir kafadır , bu kafa şizofrenik bir kafadır .
On bin yıl önceki kafayla bu gün yaşamaya çalışan bir kafadır bu.

Kiralik kapitalle kapitalizm, kiralık felsefe ile bağımsızlık olmaz.
En zor iş çağdışı insan malzemesi ile çağdaş işler yapmaya kalkmaktır.
Otuz yıl sonra ya teknolojik insan olacaksın ya da gereksiz insan.

Batıdaki dini mezhepler teolojiktir ve zihinseldir,
bizdekiler ise siyasaldır, teolojisi arkadan gelir meşrulaştırmak için.

Sünnilik ve Şiilik..
Sünnilikte düşünmenin d’si yoktur, adı üstünde teamülcü, uygulamacı ..
Elin oğlu Allahtan teknolojik imkanlarını satıyor da biz de sahip oluyoruz .
Yarın satmasa ne yapacaksın ?
150 milyar dolar ihracat var tamam ama 300 milyar dolar da ithalatın varsa siz
 2 liraya mal ettiğinizi 1 liraya satarak geçiniyorsunuz demektir.
Yeraltı kaynaklarını sattık,yer üstündekileri de sattık
şimdi havayı betonla doldurarak geçiniyoruz. Bunu dert eden kimse yok
.
Şeyhlik kavramı beş bin yıl önceki totemizm kavramının insana dönüşmüş halidir.
Bu toplumda bir tane filozof yok. Hiçbir olguyu okuyamıyoruz
.
                     Biyolojik olarak aklı bozuk insanların evliyadır diye peşinden koşup                  “benim halim ne olacak ?” diye soranlar var.

Batılıları sömürgeci diye eleştiriyoruz. Ama hiç biri kendi insanını sömürmüyor.
Biz dışarıda değil içeride sömürgeciyiz. Kendi insanımızı sömürüyoruz.
 ( Buna ekonomik ensest ilişki deniyor )   En büyük vatan hainliği budur.

Adam İlahiyat Profesörü olmuş yaptığı iş VİP Cenaze namazı, VİP Umre.
Hala Farabiyi aşamadı. 4000 sene önceki Sümerlerin kafasına sahip.

**Bilimin, tarihin ve sosyal bilimlerin bir felsefesi vardır.
O nedenle bir Felsefe Üniversitesi açılmalıdır. Buna Teoloji Felsefesi dahildir.

Kuranın bütünsel bir çalışmasını yapmadığımız sürece yani Kur’anın hedefi nedir.
 karakteri nedir.sorusuna cevap bulamazsak 1500 sene öncesinde kalırız.

Aklınızın mevcut çapını genişletmeden mevcudun dışına çıkamazsınız.
Türkçe de akıl nedir nasıl çalışır diye bir kitap yok . Oysa batıda binlerce var.
Şunu kafamıza sokalım 21.yüzyılda dinsel düşünme dönemi diye bir şey yoktur bitmiştir.
Çağımız akılcı ve bilimsel düşünme dönemidir. Bu çağda ve bundan sonra dindar olunabilir,           ama ancak akılcı ve bilimsel düşünce ile dindar olunabilir.

Atatürk dini çok iyi anlamıştır, ruhunu ve özünü anlamıştır , hazreti peygamberin anladığı gibi anlamıştır. Prof. Dr. Niyazi Kahvecinin Son kitabı “Çağımız ve Türkiye” dir.
Bunun gibi insanlara gerçekten ihtiyacımız var, keşke çoğalsalar..

Sayın Murat DURAK'ın -

Her Telden Güncel Haber ve Kültür Platformu adlı Facebook hesabından alınmıştır. Teşekkürler.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...