Prof. Dr. Niyazi KAHVECİ
Kısa biyografisi ;
İlköğretim ve Ortaokul eğitimini Büyük Esma Sultan
İlköğretim ile Fatih İmam Hatip Lisesinde tamamlamış. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun..
Haseki Eğitim Merkezi’nde ihtisas, İngiltere’de Manchester
Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Sosyal Bilimler eğitimi almış ve
master ile doktorasını yapmış.
Niyazi Kahveci Kur-an’ı Kerim’i Arapça’dan İngilizceye
çeviren ve bugüne kadar bir çok kitabın altına imzasını atan bir İlahiyatçı ve
Sosyal bilimci..
İki gün evvel bir söyleşini de izledim. Aklıma ilk gelen
rahmetli Yaşar Nuri Öztürk oldu.
Tek başına konuşurdu, çünkü söylediklerinin aksini
söyleyebilecek kimse yoktu. Sadece arkasından küfrederledi. Hepsi o . İşte Niyazi Kahveci o ekolden.
Aynı zamanda rahmetli siyasetçilerden Adnan Kahvecinin de
kuzeni.
Söyleşinin satır başlarını yazarsam biraz daha fikir sahibi
olabilirsiniz ;
Bu ülkede en çok satılan ve en çok satın alınan ama hiç
kullanılmayan tek şey dindir.
Bunu satın alan halk problemlidir, halkın zihinsel yapısı
problemlidir.
Bu problemlerin faturasını ödüyoruz.
Bu kafa bir adamı büyütüyor sonrada gidip kendini ona
öldürtüyor.
Bu kafa hastalıklı bir kafadır, bu kafa anakronik bir kafadır
, bu kafa şizofrenik bir kafadır .
On bin yıl önceki kafayla bu gün yaşamaya çalışan bir
kafadır bu.
Kiralik kapitalle kapitalizm, kiralık felsefe ile
bağımsızlık olmaz.
En zor iş çağdışı insan malzemesi ile çağdaş işler yapmaya
kalkmaktır.
Otuz yıl sonra ya teknolojik insan olacaksın ya da gereksiz
insan.
Batıdaki dini mezhepler teolojiktir ve zihinseldir,
bizdekiler ise siyasaldır, teolojisi arkadan gelir
meşrulaştırmak için.
Sünnilik ve Şiilik..
Sünnilikte düşünmenin d’si yoktur, adı üstünde teamülcü,
uygulamacı ..
Elin oğlu Allahtan teknolojik imkanlarını satıyor da biz de
sahip oluyoruz .
Yarın satmasa ne yapacaksın ?
150 milyar dolar ihracat var tamam ama 300 milyar dolar da
ithalatın varsa siz
2 liraya mal ettiğinizi 1 liraya satarak geçiniyorsunuz
demektir.
Yeraltı kaynaklarını sattık,yer üstündekileri de sattık
şimdi havayı betonla doldurarak geçiniyoruz. Bunu dert eden
kimse yok
.
Şeyhlik kavramı beş bin yıl önceki totemizm kavramının
insana dönüşmüş halidir.
Bu toplumda bir tane filozof yok. Hiçbir olguyu
okuyamıyoruz
.
Biyolojik olarak aklı bozuk insanların evliyadır diye
peşinden koşup “benim halim ne olacak ?” diye
soranlar var.
Batılıları sömürgeci diye eleştiriyoruz. Ama hiç biri
kendi insanını sömürmüyor.
Biz dışarıda değil içeride sömürgeciyiz. Kendi insanımızı
sömürüyoruz.
( Buna ekonomik
ensest ilişki deniyor ) En büyük vatan hainliği budur.
Adam İlahiyat Profesörü olmuş yaptığı iş VİP Cenaze
namazı, VİP Umre.
Hala Farabiyi aşamadı. 4000 sene önceki Sümerlerin kafasına
sahip.
**Bilimin, tarihin ve sosyal bilimlerin bir felsefesi
vardır.
O nedenle bir Felsefe Üniversitesi açılmalıdır. Buna Teoloji
Felsefesi dahildir.
Kuranın bütünsel bir çalışmasını yapmadığımız sürece yani
Kur’anın hedefi nedir.
karakteri nedir.sorusuna cevap bulamazsak 1500 sene
öncesinde kalırız.
Aklınızın mevcut çapını genişletmeden mevcudun dışına
çıkamazsınız.
Türkçe de akıl nedir nasıl çalışır diye bir kitap yok . Oysa
batıda binlerce var.
Şunu kafamıza sokalım 21.yüzyılda dinsel düşünme dönemi diye
bir şey yoktur bitmiştir.
Çağımız akılcı ve bilimsel düşünme dönemidir. Bu çağda ve
bundan sonra dindar olunabilir, ama ancak akılcı ve bilimsel düşünce ile
dindar olunabilir.
Atatürk dini çok iyi anlamıştır, ruhunu ve özünü anlamıştır
, hazreti peygamberin anladığı gibi anlamıştır. Prof. Dr. Niyazi Kahvecinin Son
kitabı “Çağımız ve Türkiye” dir.
Bunun gibi insanlara gerçekten ihtiyacımız var, keşke
çoğalsalar..
Sayın Murat DURAK'ın -
Sayın Murat DURAK'ın -
Her Telden Güncel Haber ve Kültür Platformu adlı Facebook hesabından alınmıştır. Teşekkürler.