Cehaletin bilgi diye
pazarlandığı bir ülkede yaşıyoruz. Halkın büyük bölümü, hatta okumuşlar bile,
Osmanlı denilince bundan bir millet anlıyor. Ve Osmanlı’yı Türk sanarak onu
atalarımız yerine koyuyor.
40 yıldır Osmanlı
tarihi, kültürü, sanatı üzerine çalışmalar yapan birisi olarak Osmanlı
gerçeğini özetliyorum:
*Osmanlı, bir
milletin adı değil, bir ailenin adıdır. “Âl-i Osman” yani Osman oğulları diye
bilinen ve Söğüt bölgesinde küçük bir beylik kuran ailedir bu. Bu aile,
Türk’tür yani Türk milletin bir parçasıdır.
*Türk töresinin
egemen olduğu kuruluş süreci, saray teşkilatı devreye girince yavaş yavaş
atılmış; yerine Sünni Şeriat anlayışı hakim olmuştur.
*Osmanlı ailesinden
gelen padişahlar, Türk ailelerin de beylik isteğiyle ortaya çıkmalarını önlemek
için asla Türk kızlarını eş olarak almamışlardır. Türk korkusu yüzünden,
Osmanlı ailesi Türkleri devlet organının dışına atmıştır.
*Türk karşıtlığı
Fatih Sultan Mehmet zamanında başlatılmış, torunu olan Yavuz Sultan Selim
döneminde ise tam bir Türk düşmanlığına dönmüştür.
*Böylece, devlet
örgütündeki Türkler temizlenmişler; kurucu millet Türk, kendi devletinin
düşmanı gibi gösterilmiştir.
*Osmanoğlulları,
Türkleri kötülemek için onları “Kızılbaş, Rafizi, Işık, Zındık, Mülhid” gibi
sıfatlarla yermiştir. Ve Yavuz Sultan Selim döneminden başlayarak bunlar Celali
diye kötülenip yüz binlercesi katledilmiştir.
*Bu işler Başkent
İstanbul’daki Topkapı Sarayı’ndan yönetilmiştir.
*Topkapı Sarayı,
Osmanlı Devleti’ni yöneten kadroların yetiştirildiği yer idi. Buradaki Enderun
denilen okuldan yetiştirilenler devletin merkez ve taşra örgütlerini yönetirdi.
*İşte bu okula,
Ermeni, Sırp, Bulgar, Macar, Rum, Arnavut vb... Hıristiyan kökenli milletlerin
çocukları alınırken yüzyıllar boyunca 1 tane bile Türk çocuğu alınmamıştır.
İşte Osmanlı
dediğimiz tabaka, bu Hıristiyan çocuklarından oluşturulan tabakadır.
Şimdi soruyorum:
Bunlar bizim atalarımız olabilir mi?
HEPSİ TÜRK DÜŞMANIDIR
Bizim Osmanlıcılar
bilmez ama o devletin adı bile Osmanlı değildi ve “Devlet-i Âliyye” idi.
Bu devleti yöneten
kadroların temel özelliği Türkleri düşman görmeleri idi. Bunların çevresindeki
şairler de aynı kafadaydılar ve efendilerine hoş görünmek için Türklere
demediklerini bırakmıyorlardı.
Örneğin Kanuni Sultan
Süleyman’nın has şairlerinden Taşlıcalı Yahya, Türkleri “Türk-i ebter” yani
soysuz Türk diye aşağılayıp şöyle yazmıştı:
“Bî-namaz idi hem
yüzi kare
Düşmayince başı
inmezdi yere”
(Okara yüzlü (alçak)
adam namaz kılmazdı/Başı kesilip yere toprağa düşmeden de yere değmezdi)
Kendisinden 50 yıl
önceki Kadimi mahlaslı saray sekreteri şair daha sertti. Bakın yazdıklarına:
“Türk’ü zannetme ki
ola âdem
Türk ile oturma durma
bir dem
Ser-i Etrak’i kesip
hiç yime gam
Uktül-üt Türk’e velev
kane ebak”
(Türk’ü sakın insan
sanma/Onunla asla bir an bile bir araya gelme/Türklerin başını hiç üzülmeden
kes/Baban bile olsa Türk’ü katlet.”
İşte, birilerinin
atamız/dedemiz diye savunduğu Osmanlı bu...
Yetmedi mi? Size bir
de meşhur şair Nefi’den de örnekler verelim.
Bakın Türk’ü nasıl
aşağılamış:
“O faziletle bak eşek
Türk’e
Asrının hâce-i efdali
görünür”
(O anlayışla bak eşek
Türk’e/Çağının seçkin hocası görünür.)
“Gider ol Türk-i dûnı
kim dahi
Torbasında seferceli
görünür”
(Uzaklaştır o
aşağılık Türk’ü ki/Torbasında ayvası görünür)
“Türke Hak, çeşme-i
idraki haram etmişdir
Eylese her ne kadar
sözünü sihr-i helâl”
(Allah, Türk’e akıl
çeşmesini haram etmiştir/ İsterse sözünü sihirle bezesin.)
Padişah hocası
sayılan tarihçi Sadettin Efendi de Türk’ten söz ederken, “Etrak-ı bî-idrak”
yani “akılsız/aptal Türk” demiyor muydu?
MİLLETİN AHLAKINI
BOZDULAR
Buna benzer yüzlerce
örnek var.
Bu Osmanlı denilen
dönme-devşirme takımı, Türk milletinin ahlakını da bozdu.
Osmanlı yönetici
tabakası, parlak oğlanları yatak odalarına aldılar.
Öyle ki kadınla
cinsel ilişki aşağılanır oldu. Onlar için övücü şiirler yazdılar; içki
meclislerinde bunları oynattılar. Bu zihniyetten beslenenler, günümüzde erkek
çocuklarımıza tecavüzün görüldüğü vakıflara arka çıkmıyorlar mı?
Türk milletinin
ahlakını bozan bu hastalıklı zihniyeti, “Osmanlıda Oğlancılık” adlı kitabımızda
anlattık.
Böyle bir tabakaya
Türk milletinin ceddi gözüyle bakanlar ya çok cahildir ya da Türk düşmanıdır.
Rıza Zelyut